Vıdı Vıdıcı Ebeveyn Olmamanın 5 Yolu

çocuk | 3-10 yaş

Bazı kaynaklar çocuklarımıza günde 2000 adet komut verdiğimizi söylüyor.

Hadi uyan, tuvaletini yap, yüzünü yıka, giyin, saçını tara, hadi kahvaltıya, yumurtanı yedin mi, hadi sütünü bitir, dikkat et, dökme, dişini fırçala, servis gelmek üzere çabuk ol, çantanı unutma, ayakkabılarını bağlamadan çıkma, önünü kapat, koşma düşeceksin, acele et koş servis bekliyor (nasıl olacaksa), okuldan gelince; ayakkabını yerine koy, ellerini yıka, meyveni ye, hadi ödev zamanı, kitabını oku, müzik aletini çalış, odanı topla, kardeşine vurma, yemeğini ye, bezelyeni bitir, banyonu yap, hadi yatağa, yataktan kalkma, hadi uyu, günlük hayatta; sessiz ol, otur, ona dokunma, koltuğa çıkma, oraya gitme, onunla oynama, lütfen de, teşekkür et, oyuncağını paylaş, say say bitmez…..…

2000’i bulur mu bilmiyorum ama eminim günlük kayıt tutsak bunların en az on katı kadar daha söylediğimiz şeyleri listeleyebiliriz ama bu kadarı bile çocuklarımızla aramızda çatışmalar oluşması için yeter de artar.

Bir de üzerine aile büyükleri, diğer akrabalar, evdeki yardımcı, öğretmenleri, hatta sokaktaki iyi niyetli yabancılardan duydukları komutları da ekleyelim, şu an yazarken ben bunaldım, çocukları hayal edemiyorum.

Bu konuda başka benzer yazılarım da var ama bence o kadar önemli bir konu ki tekrar bu konuda özet bir yazı yazıp çözüm yollarını hatırlatmak istedim.

Bu çok konuşma yaklaşımı 2 açıdan en çok problem yaratıyor:

1. Ebeveyn sağırlığına sebep oluyor

Aynı şeyleri defalarca tekrar tekrar duydukça çocuklarda bir nevi “ebeveyn sağırlığı” diyebileceğimiz artık söylediklerimizi ciddiye almama durumu oluşuyor, hani “defalarca söylüyorum ama bir kulağından girip diğerinden çıkıyor” deriz ya, işte durum aynen bu oluyor.

Malesef farkında olmadan bir de üstüne “vıdı vıdıcı” ebeveyn pozisyonunda kalıyoruz.

2. Çatışma ortamı doğuruyor

Onlardan her yapmalarını veya yapmamalarını istediğimiz şey bize “hayır” demeleri için, inatlaşmaları için fırsat yaratıyor ve uyumsuzluk ortamı oluşuyor. “Ben acele et dedikçe sanki inadına daha yavaş hareket ediyor” veya “kardeşine sataşma dediğimde sanki inadına sataşıyor” veya “ben yemeğini bitir dedikçe sanki inadına ağzında tutuyor” deriz ya, işte onların gözündeki bu “vıdı vıdılarımız” bu tip durumları daha da tetikleyebiliyor.

Tabii ki vıdı vıdıcı ebeveyn pozisyonunda kalmak bizim de hoşumuza gitmiyor, yeri geliyor hadi demekten dilimizde tüy bitiyor, kendimizi tekrarladıkça sinirleniyoruz, sonuç bağrış çağrış, stres ve herkes mutsuz.

İnsan kendini zaman zaman gerçekten çaresiz ve yetersiz hissedebiliyor.

Peki çözüm?

Çocuklarımızın yapmalarını ve yapmamalarını istediğimiz şeyleri mümkün olduğunca az sözümüzle uyum sağlayabilmeleri için gerekli iletişim ortamını sağlamak.

Ne kadar az “yap/yapma” cümleleri, o kadar az vıdı vıdı, o kadar az çatışma, o kadar fazla uyum ve huzur, o kadar fazla keyifli sohbet ve sevgi paylaşımı zamanı.

Mümkün olan en az sözle çocuklarımızda en fazla uyumu sağlamanın 5 ipucunu aşağıda paylaştım, bu ipuçları bizim evin de huzur temel taşlarından, umarım size de faydası olur:

1. Verimli Günlük Düzen

Düzen, en etkili pozitif disiplin araçlarından biri aslında.

Çünkü siz temel olarak bir düzen kurduğunuz zaman, hangi sırada, hangi saatte ne var, ne şekilde yapılıyor, bu net biliniyor ve bunun artık tartışılacak pek bir tarafı kalmıyor.

Mesela ödevini yapmak yerine tablet oynamak istiyorsa ve de bu düzende önce ödevini yapması ardından teknoloji kullanması varsa (ki ödev konusunda sıkıntı yaşıyorsanız böyle öneririm), tek yapmanız gereken tableti kendi yanınızda tutup ona günlük düzenini hatırlatıp “önce ödev, sonra tablet” demeniz. Bu şekilde sınır çizmeniz.

Tepki verebilir, ağlayabilir, kızabilir, hakkıdır ama siz uzun uzun konuşmalara girmeden ve tepki göstermeden ona sadece günlük rutin programını hatırlatıp “önce ödev sonra tablet” dedikten sonra sakinliğinizi koruyup tutarlı davranırsanız, kısa sürede bu iletişim şekline alışacak ve genel olarak daha uyumlu olacaktır. Hiç uzun uzun konuşmalarla kendinizi vıdı vıdıcı ebeveyn pozisyonuna sokmadan, tutarlılıkla bu tek cümleyi tekrar ederek minimum konuşma ile maksimum uyumu yaratma şansınız çok daha yüksek.

Elbette burada körü körüne yapılan katı düzenlerden bahsetmiyorum arada makul esneklikler de mutlaka olmalı ama genel olarak neyin ne zaman veya hangi sırada olduğu konusunda aile içinde netlik olduğu zaman, çocukdaki uyumda çok daha fazla oluyor, size de söyleyecek daha az şey kalıyor.

2. Yap Cümleleri

Hani çocuklarımızın gün boyunca yapmasını istemediğimiz ve onları uyardığımız davranışları vardır ya, işte o davranışlar esnasında bir durup kendimizi dinlesek, onları düzeltmek için kullandığımız cümlelerin çoğu zaman olumsuz “Yapma” cümleleri olduğunu görürürüz. Bu da biz farkında olmadan iletişimimizde pekçok sorun yaratır.

Çözüm? “Yap” cümleleri. Detaylarını burada okuyabilirsiniz.

3. Evet Derken Hayır Demek

Çocuğumuz birşey istediğinde ona hayır dememiz gerektiğini düşünüyorsak ve bu kararımıza karşı tepki vermek yerine daha uyumlu olmasını istiyorsak, bunun yollarından bir tanesi onlara “Evet” derken “Hayır” demek.

Yine detaylarını tıklayarak burada pratik örneklerle bulabilirsiniz.

4. Tek Kelime

Söyleyeceğiniz şeyi mümkün olduğunca “tek kelime” şeklinde söylemek.

Mesela çocuğunuz sofradan kalktı ama tabağını mutfağa götürmeyi unuttu. “Kızım, tabağını götür mutfağa lütfen” veya daha dramatik bir versiyon olan “Bak her seferinde söylüyorum, hep unutuyorsun, sonra ben arkandan götürüyorum, artık büyüdün kocaman kız oldun, ne zaman hatırlayacaksın ben söylemeden götürmeyi, yarın öbür gün evleneceksin, kendi evinde de böyle mi yapacaksın…” yerine, sanki şarkı söyler tınısı ile eğlenceli bir şekilde “tabaaakk” şeklindeki tek kelimelik bir hatırlatma, hem sizin sinirlerinizin ve ses tellerinizin yıpranmaması açısından, hem de çocuğunuzun göstereceği uyum açısından çok daha etkili olacaktır (çoğu zaman).

“Yine oyuncaklar dağınık kalmış…” yerine “oyuncaklarrrrr”
“Saat kaç oldu hala ödevine başlamadın” yerine “ödevlerrrr”
“Kaç kere söyledim, ıslak havluyu yere atma diye, şunu alıp şuraya asacaksın, bu kadar zor mu” yerine “havluuuu”
“Hadi oğlum, yatma vakti, tuvalete git, duşunu al, dişlerini fırçala…..” yerine “Duş, çiş, dişşşş” (tamam hile yaptım 3 kelime oldu ama kafiyeli, eğlenceli ve hatırlaması kolay”, şeklinde örnekler çoğaltılabilir.

Bu konu da ilginizi çekerse “Tek Bir Kelime Bazen Bin Söze Bedel” yazıma tıklayıp okuyabilirsiniz.

5. Soruldu ve Cevaplandı

Pazarlık yapmayacağınız ve kararınızın kesin olduğu konularda ve anlarda çocuğunuza bunun net bir işareti olarak bu cümleyi söylediğiniz zaman ve ardından kararınızla ilgili tutarlı kaldığınız zaman, çocuğunuz bir süre sonra bu cümleden sonra ısrar etmemeyi öğrenecektir. Hoşlanmayacaktır belki, tepki verecektir kendince, kızacaktır vs ama en azından ısrar etmeyi bırakma ihtimali yüksek.

Bu yöntemin uygulama detayları ve örnekli anlatımı “Soruldu ve Cevaplandı” yazımda var, okumak için lütfen tıklayın.

Sonuç

Bu tip belki çok basit görünen ama çok etkili olan yöntemlerle, çocuğumuzla olan iletişimimizde günlük sıkıcı konuşmalar minimumda kalırken, daha keyifli, daha yapıcı konuşmalara daha fazla zaman ve enerjimiz kalabiliyor.

Çocuğunuzdan birşeyi yapması veya yapmaması ile ilgili beklentiniz olduğunda kendinize önce şunu sormanızı öneririm:

Bu konuda çocuğumu en az sözcükle en fazla uyuma nasıl teşvik edebilirim?

Bence vıdı vıdıcı ebeveyn olmama yolunda bize destek olacak sihirli bir soru bu.

Yukarıdaki çözüm önerilerinin de bu sorunun cevabını ararken size değişik fikirler vereceğini umuyorum.

Sevgilerimle

Ahu