İşimizi Kolaylaştırmak Zorumuza mı Gidiyor?

ebeveyn | zaman

Biz anneler hep sürekli yapacak ne çok şey olduğundan, çok yorulduğumuzdan ve kendimize ve sevdiklerimize ayıracak zamanımız olmadığından şikayet ediyoruz ama bir yandan da sanki bundan gizli bir zevk alıyoruz ve gurur duyuyoruz.

Mükemmelliyetçilik ve herşeyi kendimiz yapmak adına işimize iş, koşturmamıza koşturma katıyoruz.

Ve itiraf edelim bunu çoğu zaman kendimize yine biz yapıyoruz.

Sanki hayatımız ne kadar kolay ve keyifli olursa o kadar kötü bir anne ve eş olacakmışız gibi bir psikoloji içindeyiz.

Sanki bizden daha yorgun ve uykusuz bir annenin yanında kendimizi eksik ve gerçek bir anne değilmişiz gibi hissediyoruz.

Sanki kendi hayatımızı kolaylaştıracak çarelere yönelmek ve yardım almak zorumuza gidiyor, kendimize, kadınlığımıza, eşliğimize ve anneliğimize yediremiyoruz.

Sanki kendimize ve sevdiklerimize daha çok zaman ayırabilmek için başkalarının bizden istek ve beklentilerine hayır demek bizi dünyanın en kötü insanı yapıyor.

Sanki misafir ağırlarken dışarıdan yemek sipariş etmek dünyanın en büyük ayıbı.

Sanki süpermarket alışverişlerini eve teslim ettirmek dünyanın en büyük tembelliği.

Sanki çocuğumuza sağlıklı uyku alışkanlığı kazandırmak ve kendimiz de ihtiyacımız olan uykuyu alabilmek için ona uyku eğitimi vermek istemek bencillik ve zalimlik.

Sanki çocuklarımızı güvenilir birilerine emanet edip eşimizle birkaç gün uzaklaşıp aşk tazelemek çocuğumuza yaptığımız haksızlık.

Sanki çocukları birkaç saat eşimize bırakıp kendi keyfimiz için birşeyler yapmak sorumsuzluk.

Sankiler bitmiyor…

Sonuç yorgunluk, tatminsizlik, sinir, stres sonucu anneliğin, evliliğin keyfini çıkartamamak, sevdiklerimize bağırmak, kırmak, bağışıklık sistemimizin zayıflamasıyla hastalıklar…

Halbuki “En Perişan Anne” ödülü diye birşey yok ama “Dinlenmiş Huzurlu Tatmin Anne” olmanın ödülü çok.

Özellikle çocuğunuz için.

Sizin fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığınız çocuğunuza daha enerjik, sakin, sabırlı ve huzurlu bir anne olarak geri dönecektir.

Sevdiklerinizi ihmal etmeden kendinize zaman ayırmanın ve kendi ihtiyaçlarınızı da karşılamanın yolu:

  1. Her an her şeyin mükemmel olmaya çalışmasından vazgeçip biraz daha esnek ve pratik olmaktan
  2. Mümkün olduğunca çok konuda yardım almaktan geçiyor.

Yoksa bu kadar sorumluluğun altında çökmemek ve bunalmamak mümkün değil.

Kendinize zaman ayırmak adına eviniz leş gibi kalsın, ailenizi her öğün pizza ile besleyin veya çocuğunuzu yalnızlığa terk edin demiyorum.

Sadece diyorum ki eğer:

  • Gerçekten kendinize zaman ayırmak isterseniz, bunu hakettiğinize ve faydalarına inanırsanız
  • Bilinçli bir şekilde sürekli hayatınızı kolaylaştıracak, size zaman ve enerji kazandıracak pratik çözümler bulmak için sürekli radarlarınız açık olursa
  • Gerçekten ihtiyacınız olmayan şeyler almak yerine bütçenizde ücretli yardım alabileceğiniz kişilere daha çok kaynak ayırırsanız
  • Eşinize daha çok güvenip ondan mükemmellik beklemeden size yardımcı olması için daha çok fırsat verirseniz ve bunun için onu takdir ederseniz
  • Çocuklarınıza kendi işlerini yapmaları adına daha çok sorumluluk ve bağımsızlık verirseniz
  • Çocuklarınızın geç saatlere kalmadan, kolaylıkla ve gece kesintisiz uyumaları konusunda özel çaba sarfederseniz
  • Önceliğiniz olmayan insanlara ve taleplere daha çok “hayır” derseniz
  • Her konuda değil, sadece sizin için en önemli olan konularda standartlarınızı yüksek tutup, daha az önemli konularda averajla mutlu olmayı öğrenirseniz
    sevdiklerinizi ve sorumluluklarınızı ihmal etmeden kendinize de bol bol zaman ayırma şansınız olur. Herşey önce bunu gerçekten istemekle başlıyor.

Lütfen, günlük hayatınızı kolaylaştırmak, kendinize ve sevdiklerinize keyif zamanları ayırmak adına ne gerekiyorsa yapın.

Suçluluk duygusu arada sırada uğrayıp kapınızı çaldığında ona “Kusura bakma seni dinleyecek vaktim yok güle güle” deyip, ona harcayacağınız zamanı kendinize ve sevdiklerinizle geçireceğiniz keyifli zamanlara ayırın.

Biliyorum söylemesi kolay, yapması o kadar da kolay değil.

Mucizeyi Kadınlar Yaratır. Ama Nasıl? yazımda çok sevdiğim bir filmden ilham alarak bunun ipuçlarını paylaşmıştım, keyifle okuyacağınızı tahmin ediyorum.

Sevgilerimle

Ahu